İnsan, hayatı boyunca ihtiyaçlarını karşılayabilmek için çalışır. Her insan kazancını artırabilmek ve hayat standardını da daha yukarı taşıyabilmek amacındadır. Ancak her zaman kazanılan para ihtiyaçları karşılamaya yetmeyebilir. Böyle bir durumda eğer kenarda önceden düşünülmüş bir birikim de yoksa akla ilk olarak bankalar gelmektedir. Bankalar, müşterilerine verdikleri kredi kartı ve ihtiyaç kredileri sayesinde, onların pek çok ihtiyacını hızlı bir şekilde karşılamalarına olanak tanımaktadır. Bankaların bu hizmetler sayesinde insan hayatına sağladığı katkı tartışılmaz. Örneğin, eskiden geliri yetersiz olan bir kişi evlenebilmek, araba alabilmek ya da kendine ait bir eve sahip olmak için uzun yıllar para biriktirmek için çalışır çabalardı. Artık bankaların kullandırdığı krediler sayesinde insanlar bu gibi ihtiyaçlarında beklemiyor ve taksitli olarak bankaya borçlanarak amaçlarına kısa yoldan ulaşabiliyorlar. Bankadan alınan krediler ya da kredi kartları mantıklı bir şekilde kullanılır ve aylık ödenecek olan tutar kişi gelirine göre doğru bir şekilde ayarlanırsa oldukça fayda sağlamaktadırlar. Bankalar ile çalışan kişilerin bu dengeyi iyi sağlayamaması, ileride önüne geçemeyecekleri sıkıntılarla karşılaşmalarına yol açabilecektir.
“Bankaya olan borcumu ödeyemiyorum”
Bankalarla iç içe yaşadığımız, hemen her ihtiyacımızda onların kapısını çaldığımız bu günlerde, doğru hesap yapmadığı ve mantıklı bir kullanım sağlamadığı için sıkıntı çeken insanları oldukça sık görmekteyiz. En ufak ihtiyacında, gelirini düşünmeden, doğruca bankaya giden ve kredi çeken ya da kredi kartı kullanan ancak iş ödeme yapma noktasına gelince de altından kalkamayan insanların ilk söylediği söz “kredi kartı ya da ödeyemiyorum” olmaktadır. İnsanlar hayatta başına ne gelebileceğini elbette bilememekte ve ansızın işinden olmakta ya da sahibi olduğu iş yeri batabilmektedir. Böyle bir durumda kişinin sıkıntıya düşmesi normaldir. Ancak pek çok insan kendi düşüncesizliğinden ve hesapsızlığından dolayı bankalar ile problem yaşamaktadır. Özellikle kredi kartında hesapsız yapılan harcamalar sürekli olarak birikmekte ve insanlar bir yerden sonra asgari tutarını bile ödeyemez hale gelmekte, bunun sonucunda da bankalardan kredi çekip kart borcunu kapatmaya çalışmaktadır. Ancak bu durum sıkıntıyı çözmediği gibi borcun daha da artmasına neden olmaktadır. Belirli bir süre bankalara olan ödemelerini yapamayan kişiler de bankalar tarafından kanuni takip sürecine alınmakta ve geri dönüşü olmayan bir yola girilmektedir.
Borçlar ödenmez ise icra takibi yapılır mı?
Bankalardan aldığı kredi kartı ya da krediler sebebi ile sıkıntıya düşen insanların sayısı her geçen gün daha da artmaktadır. Bu insanlar her ne kadar bankaları suçlasalar da en büyük hata düşünmeden kredi çekmeleri ve kredi kartlarını hesapsızca harcamalarıdır. Bankalar kart ya da kredi borçları gecikmeye girdiğinde günlük olarak gecikme faizi işletmeye başlarlar. Bu gecikme faizi oranı çok yüksek değildir ve kişinin borcunu çok fazla artırmamaktadır. Ancak gecikme süresi uzadıkça eklenen faiz artmakta, kişinin kredi notu düşmekte ve gecikme süresi 90 günü aştığında da borç banka tarafından kanuni takip sürecine aktarılmaktadır. Gecikme faizi her ne kadar düşük olursa olsun, kanuni takip sürecine aktarılan bir borç, eklenen gecikme faizi, kanuni takip masrafı ve avukat ücreti gibi ücretler sonrası 2 katına yaklaşmakta hatta bazı durumlarda 2 katını da geçebilmektedir. Kanuni takip süreci başladığında dosyanın devredildiği avukat öncelikle borçlu ile irtibata geçmeye çalışır ve ödeme durumunu sorup ona ödeyebileceği şekilde yardımcı olmaya çalışır. Ancak bu durumda da ödeme yapılamaz ise avukat kişinin borcunu icra takibi ile tahsil etmeye çalışacaktır.
Bir önceki yazımız olan Acil Kredi En Kolay Nasıl Çekilir 2020 başlıklı makalemizde en iyi kredi kartı ve kredi kartı sorgulama hakkında bilgiler verilmektedir.