Ülkeye yabancı yatırımcılar tarafından döviz giriş çıkışlarının olması için faiz oranlarının büyük bir etkisi vardır. En basite indirgeyerek anlatmak gerekirse; ülkede Merkez Bankası faiz oranlarını belirleyen bir kurumdur. Belirlenen bu faiz oranı ne kadar yüksekse yabancı yatırımcı yüksek faiz veren ülkeyi tercih ederek parasını buraya yatırmaya karar verir. İyi bir yatırımcı piyasaları ve ekonomik göstergeleri takip ederek ülkelerin faiz artırım veya indirim yönelimlerini tespit eder. Bu doğrultularla parasını bulunduğu ülkede tutup tutmamasına karar verir.
Faiz oranı nedir? İki tür faiz vardır nominal faiz ve reel faiz. Yatırımcı reel (gerçek) faiz oranıyla ilgilenir.
İktisadi açıdan baktığımızda “Faiz paranın fiyatıdır.” Bu nedenle faiz oranı ne kadar yüksekse paranın ederi o kadar artacaktır. Fakat yüksek faiz ekonomideki en büyük sorundur. Yüksek faiz paradan para kazanma refleksini ortaya çıkararak ekonomiyi çürütür.
Faiz oranları neden artar? Faiz oranlarının artması bir sonraki dönem için beklenen enflasyon oranıyla çok ilgilidir. Enflasyonla mücadele edilmezse faiz artar, faizlerin artması da ekonomiyi çürütür. Böyle bir ekonomi asla sağlıklı olamaz.
Merkez Bankaları Neden Faize Müdahale Eder?
Faizle enflasyonun ilişkisine değinmiştik biraz daha yakından inceleyelim. Faizlerin yüksek olduğu dönemlerde yatırımcılar yatırım yapmaktan çekinecektir. Bunun sebebi de yatırımcının alacağı kredinin faiz oranları yüksek olduğu için borç yükleri artacaktır. Yüksek faiz oranı ülkelerde yatırımcının çekimser davranmasına yol açar. Faiz oranları aşağı çekildiğinde yatırımcı kredisini rahatlıkla alıp yatırımını daha kolay yapacaktır.
Ekonomiyle ilgilenen herkesin bildiği gibi döviz ülkelerin ekonomisi için çok kıymetli. Ancak dövizin ne çok az ne de çok fazla olması yani kurun çok düşük veya çok yüksek olması asla istenen durum değildir. Merkez bankası dövizin kıtlığı dönemlerinde yani kurun çok arttığı (doların yükseldiği) dönemlerde uyguladığı para politikasının izni doğrultusunda kura müdahalede bulunur. Elinde bulunan devlet tahvillerini satışa çıkararak piyasaya dolar sürer, böylece kurun düşmesini sağlar.
Fakat merkez bankası her zaman bunu tercih etmeyebilir. Merkez Bankası kur artışı döneminde faiz artırımı yapmayı tercih ederse parasını dışarı çıkaran yabancı yatırımcıyı ve başka potansiyel yatırımcıları da yüksek faiz oranlarının cazibesi ile ülkeye çekmeyi tercih edebilir.
Yani aslında faiz oranı, kur, enflasyon ve doğal olarak yatırım oranları aynı ipte oynayan bir cambazdır. Bunların aynı anda ipin üzerinde en ideal şekilde durmaları çok zor. Birilerinden mecburen vazgeçilmek zorundayız. Tercih edilen değişken hangisiyse onun üzerinden bir politika yürütülmelidir. Eğer yatırımların artması isteniyorsa faizler indirilmelidir fakat artan yatırımlar tüketimi artıracağı için enflasyonun artmasına yol açar. Aynı zamanda düşen faiz oranları yabancı yatırımcının parasının faiz getirisinin düşmesine yol açacağı için dövizini ülke bankalarından çekerek daha yüksek faiz veren başka bir ülkede yatırım yapmaya karar verebilir. Bu durum da ülkede döviz kıtlığı yaratır ve kurun artmasına yol açar.
Görüldüğü gibi Merkez Bankasının işi oldukça karışık ve zor. Her politikasında birinden birini tercih edip bir diğerinin kötüleşmesine göz yummak zorunda kalıyor. Ama tabi ki asla hiçbirini başıboş bırakamaz. Dediğimiz gibi yüksek kur kötü olduğu kadar düşük kur da bir o kadar kötüdür. İhracatçı için kurun düşük olması istenmeyen durumdur. Çünkü sattığı malın karşılığında daha az döviz elde eder. İthalatçı için de yüksek kur istenmez. Çünkü ithal edeceği mal karşılığında daha fazla döviz vermek zorunda kalacaktır.
Faiz Artışı Ve Inişinden Daha Az Etkilenmek Için Ne Yapılmalıdır?
Yukarıda bahsettiklerimizin öncülüğünde ilerlersek; faiz oranlarının düşürülmesi kurun artmasına yol açıyordu. Bu durumda ithalatçı zarar görüyordu. O halde dövizin fazla artmasının önüne geçilebilirse bu sıkıntı da bir nebze önlenebilir. Bunu nasıl yaparız? Tabi ki ülkeye döviz girişini sağlayan bir diğer faktör olan ihracatın artırılmasıyla. Ancak ihraç edilen malların niteliğinin artırılması, katma değerli olması gerekiyor. Yani ham madde ithal edilmesiyle döviz geliri sağlamak çok zor. Satılan malların değerini artırıcı işlemler yapılmalı. Domates yerine ketçap satılmalı, fındık yerine fındık ezmesi veya en önemlisi araba tekeri değil araba, uçak parçası değil uçak üretilip satılmalı. Bu tür ağır sanayi mallarını yurtdışından ithal ettiğimiz zaman en fazla dövizi ülkeden çıkarmış oluyoruz. Tersine bunları biz satarak döviz girişi sağlamalıyız.
Bir önceki yazımız olan Otomatik Ödeme Talimatı Nedir ? Otomatik Ödeme Talimatı Nasıl Verilir ? başlıklı makalemizde Ödeme talimatı nedir, otomatik ödeme ve Otomatik ödeme talimatı hakkında bilgiler verilmektedir.